Bir destandır Çanakkale!...
Birsen Alkan Dinç

Birsen Alkan Dinç

Bir destandır Çanakkale!...

18 Mart 2021 - 09:18

“Çanakkale zaferi; Türk Askeri'nin ruh kudretini gösteren, şayan-ı hayret ve tebrik bir misâldir..

Emin olmalısınız ki; Çanakkale Muharebelerini kazandıran, bu yüksek ruhtur !..."

Mustafa Kemâl ATATÜRK 

 

Yıl 2005, 

Gelibolu Yarımadasındayım...

Her, gün kavuşmasında güneş  bir ateş topu halinde , ufku kızıla boyarken; oyalandığı, bir kan gölüne çevirdiği Ege Denizi ve boğazın hüzünlü dalgaları arasında tarihe yürüyorum...

Aradan geçen uzun yıllara rağmen, tarihi yarımada da geçirdiğim 12 günlük zaman dilimi bugün gibi hatıralarım da yaşıyor...

Ayağımla; incitmemeye özen gösterdiğim, rengini bağrında taşıdığı şehitlerin kanından alan toprak, ne mübârek ve bilge !...

Askeri Müzenin kapısından sergi salonuna girdiğinizde, loş bir ışıklandırma ve sözsüz  bir müzik, sizi bugünden koparıp; cephelerden toplanan  savaş dökümanları ile Arıburnuna, Conkbayırına, Seddülbahir ve atılan top mermileri ile topraktan fışkıran kol, bacak ve insan gövdelerinin havada uçuştuğu cephenin ortasına bırakıverir....

Fotoğraflar, silahlar, her türlü askeri mühimmat ve dönemin giysileri yoksul ve mahsun,

ama mağrur duruşuyla, şanlı geçmişi içinde bulunduğunuz an'a taşırken; ağlamamak elde değil ! ...

Ve bir kayıt düşer, gözler önüne; 

Harp Tarihi Arşivinden:

 

"Tarih: 23 Şubat 1330 ( 8 Mart 1915)

Ceridenin tutulduğu yer: Hacıpaşâ çiftliği (Müstahkem Mevki Karargâhı); hava sisli ve kapalıdır. Yağmur yağıyor ve ara sıra şimşek çakıyor.

Saat: 5 evvel ( 05.00) torpil gemisi NUSRET, karanlık limana gidip, yüzer metre aralıkla, olaysız 26 torpil döktü...

Saat : 7.30 evvel ( 07.30) arasında torpil motoru olduğu halde NUSRET, Kepez burnundan göründü; dönüyor.

Sis ve yağmur, saat 10.00'a kadar sürdü..."

 

Nusret ve mürettebatının yapmış olduğu tarihi görev savaşın kaderini değiştirecektir...

İtilâf devletleri donanması ve Osmanlı donanması arasında muharebe sürerken, düşman donanması; Çanakkale Boğazının güçlü akıntısı altında ağırlıklarının bağlı bulunduğu, tel halatlar üzerinde gerili duran 26 mayına çarpması ve aldıkları büyük hasar karadan desteklenen top atışlarıyla boğazın serin sularına gömülüyordu...

Çanakkale'nin geçilmez; olduğu görülüyordu !...

19 Şubat 1915'de başlayan deniz savaşı , 18 Mart 1915'de Türklerin zaferi ile tarihe geçecekti !...

İngilizlerin;

1 günde boğazı geçip, İstanbul'u işgal etme ve boğazlar hakimiyetini elde tutarak, Rusya ile ticari, ekonomik, siyasi ve askeri işbirliği hayalleri sis bulutlarının arasında kayboluyordu...

İtilâf Devletleri,  

bu yenilgiyi kabullenmeyerek kara savaşlarına hazırlanıyordu. Avusturalya askeri birliklerini taşıyan gemiler karaya yaklaşmış, Anzakların kendi deyimiyle;

-bilinmez yolculuğun sonunda, hedef görünmüştü....

Tarih: 25 Nisan 1915, sabahın erken saatleri ( 04.30 - 05.00) arası. 

Anzak askerleri Arıburnu bölgesinde desteklenen top atışları ile harekete geçiyor, kara savaşı başlıyordu.

Yıllar sonra Anzak Kuvvetlerinin komutanı diyecektir ki; “Uçurumun önüne askerlerimizin çıkarılması ve tırmanışı çok zor olan yüksek tepelere tırmanmak zorunda bırakılışımız büyük bir hataydı..."

19. Tümen Komutanı,

Yarbay Mustafa Kemal Bey, Arıburnu bölgesinden top seslerinin gelmesiyle;

 İNSİYÂTİF kullanarak 57.Alayı ve Süvari Birliğini bölgeye sevk edecektir. 

57. Alay'da; 49 Subay, 3 bin 638 er mevcut olup; çetin muharebenin başladığı günün 2. gecesinde yarıdan fazla askerimiz şehit düşmüştür...

Sürekli asker takviyesi ile 57. Alay  üstün bir direniş gücü ile düşman kuvvetlerinin ilerlemesini durdurmuş ve büyük zaiyat vermelerini sağlamıştır.

Daha sonra üstün hizmet madalyası ile ödüllendirilen 57.Alay, Galiçya ve Filistin Cephelerine de sevk edilecektir.

Bu başarılı mukavemet ve kendi insiyatifi ile Anafartalar da gösterdiği başarı, Yarbay Mustafa Kemal Bey'i 

bir üst rütbeye yükseltecek; 

Albay olarak Anafartalar Kumandanlığına atanacaktır...

Çanakkale' de yazılan destanın önemli bir bölümünün Kumandanı, artık O olmuştur...

Yenilgiyi kabullenmek zordur...

Gelibolu' da ki Avusturalyalı savaş muhabiri, Charls Bean notlarında şöyle yazacaktır:

"Türk askerleri, itilâf devletlerinin çıkarma yapmak için, seçtikleri sahillere tepeden bakan kayalıkların üzerine konuşlanmıştı... Yeni topları ile durmadan ateş ediyor, her çalılığın arkasından süngüsünü çekmiş bir Türk Askeri fırlıyor du..."

İlerleyen zamanda aynı gazeteci;

"..... bilmediğimiz bir coğrafya da savaşıyoruz, cehennem bu olsa gerek... Dağlar ve taşlar Türk Askeri doğuruyor... Ama burası , O'nların Vatanı !... "

Gelibolu Muharebesine piyade er olarak katılan askerlerden birisi;

1999 yılı Nisan ayında ölmeden önce, tutmuş olduğu savaş günlüklerinin sonuna şöyle bir not düşecektir:

"Avusturyalılar diğer ülkelerin nüfusları ile karşılaştırıldığında , kişi başına en büyük bedeli canları ile ödediler. Çünkü; iş çarpışmaya gelince, diğer ülkelerin hepsi Avusturyalıları yüzüstü bıraktı... Fransızlar bırakıp kaçtı !... Britanyalılar da ise, çarpışacak yürek yoktu...

Biz enayiydik !... "

Perth'li Frank Isaacs *

 

ÇANAKKALE,

destanların yazıldığı coğrafya !...

Gurur duyduğumuz, gözyaşları ile andığımız Şehitlerimizin ebedi yurdu vatan toprağımız...

Kimilerine göre de sebebsiz yere gelip, can verdikleri ölüm cephesi...

Sebeb belliydi:

Dünya hakimiyetini elinde tutmak isteyen emperyâl güç ve haçlı zihniyeti  mensuplarının tek amacı vardı; Osmanlı Devletini bölüp parçalamak, Türklerin gücünü yok etmek, kendi ekonomilerine yeni kaynak arayışı ve ellerinde tuttukları teknoloji gücüne yeni kullanım sahaları açmak...

Ve ilerleyen zaman içerisinde de bu amaçları doğrultusunda , dünya barışını tehtit etmeye devam edeceklerdi...

Tarih 09 Ocak 1916’yı gösterirken, 

Çanakkaleyi geçememenin sûkutu ve ezikliğinde itilâf devletlerinin donanmaları ve birlikleri bir kaç geceye yayılan çekilme harâkâtı ile dönüyorlardı...

Charl Bean, 

"Kalan en son askerlerimiz, sahile ulaşırken gecenin karanlığında ses çıkarmamak için serilen battaniyeler üzerinde usul usul yürüyerek, sürünerek gemilere alınırken;

TÜRKLER TEPELERDEN HÂLÂ ATEŞ PÜSKÜRTMEYE DEVAMEDİYORDU...”diyerek, tarihe bir not düşüyordu....

Kahramanlık destanı yazan  Çanakkale Şehit ve Gazilerimizin,

Ruhları Şad, meķânları cennet olsun...

Saygı ve minnetle anıyorum.

 

Anzaklara ait notlar bu eserden alıntı.

*Gelibolu Günlükleri

Jonathan Kıng

Çeviren : Ali Önsan 

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar