Konyaspor, deplasmanda Fenerbahçe'ye karşı aldığı 4-0'lık ağır mağlubiyetle hem tarihsel kâbusunu sürdürdü hem de teknik direktör Çağdaş Atan yönetiminde galibiyet hasretini 6 maça çıkardı.
Konyaspor için deplasman maçları, özellikle Kadıköy, adeta aşılmaz bir duvara dönüşmüş durumda.
Tarihin tekerrür etmesi bir yana, yeşil-beyazlıların Fenerbahçe ile oynadığı son 5 dış saha maçında kalesinde gördüğü 19 gol, mevcut durumun ne kadar kritik olduğunun acı bir göstergesi.
Maç öncesi istatistikler, her ne kadar Konyaspor'un ligin en çok korner kullanan ekiplerinden biri olduğunu gösterse de (90 korner), Fenerbahçe karşısında sahaya yansıyan tablo bu istatistiklerin sadece kâğıt üzerinde kaldığını ortaya koydu.
İlk Yarı: Temassız Oyun ve Erken Havlu
Karşılaşmanın ilk 45 dakikası, Konyaspor adına tam bir felaketti.
Fenerbahçe, 10. dakikadan itibaren oyunda kurduğu üstünlüğü, temposu ve organize ataklarıyla kısa sürede skora yansıttı. 28'de Talisca'nın penaltısı, 30'da Mert Müldür'ün golü ve 37'de yine Talisca'nın jeneriklik golüyle fark 3'e çıktı.
En çarpıcı veri, Konyaspor'un ilk yarıda rakip ceza sahasına sadece 3 kez girerken, Fenerbahçe'nin 21 kez topla buluşmasıydı. Bu, sahadaki "temassız oyun" un ve "dirençsizliğin" açık kanıtıydı. Organizasyonsuz ataklar, pas tercihlerindeki hatalar, Konyaspor'un oyunu istediği gibi kullanamamasına neden oldu. Kaleci Bahadır'ın 3 gole rağmen farkın açılmasını önleyen kritik müdahaleleri ise, ilk yarının tek olumlu notuydu.
İkinci Yarı: Geç Gelen Tepki Yeterli Olmadı
İkinci yarıya Jo Jin Ho - Pedrinho değişikliği ile başlayan Konyaspor, 55. dakikadan sonra sahada bambaşka bir görüntü çizdi. Deyim yerindeyse Fenerbahçe'yi sahasına hapsetti. Enes Bardhi'nin 58'deki serbest vuruşunda Ederson'un direk dibinden çeldiği top, yeşil-beyazlıların uyanışının sinyaliydi. 80. dakikaya kadar Konyaspor 14 kez rakip ceza sahasına girerken, Fenerbahçe bu alana bu kez hiç sızamadı.
Rakip ceza sahasına çok girmek önemli ama bulduğu pozisyonları gole çevirmek daha da önemli.
İlk yarıda Fenerbahçe bunu yaptı ve 2. yarı oyunun üzerine yattı. Konyaspor ise 2 yarıda Fenerbahçe'den daha çok rakip ceza sahasındaydı ama bir türlü sonuç alamadı.
Burada da kalite ön plana çıkan en önemli unsurdu.
İkinci yarıda Konyaspor, farkı azaltma çabası içindeyken, 87. dakikada ani gelişen bir Fenerbahçe atağında Asensio'nun golüne engel olamayarak, yorgunluğun ve konsantrasyon kaybının bedelini ne yazık ki ağır ödedi.
Nereye Gidiyoruz?
Çağdaş Atan, Konyaspor'un başında henüz galibiyetle tanışamadı (5 maçta 2B, 3M). Takımın skor yükünü çeken Umut Nayir'in son 6 maçta 4 golle gösterdiği bireysel çaba takdire şayan olsa da, takım olarak bu bireysel parlamayı destekleyecek kolektif ruh ve organizasyon eksikliği açıkça hissediliyor.
Konyaspor’un 26 Ekim'den bu yana süren 6 maçlık galibiyetsizlik serisi (4 mağlubiyet, 2 beraberlik), artık sadece bir kötü dönem olarak değil, acil çözülmesi gereken yapısal bir sorun olarak ele alınmalı.
Yeşil-beyazlı camia, deplasman fobisini yenecek karakteri, direnci ve 90 dakikaya yayılacak organizasyonu sahada görmeyi bekliyor. Aksi takdirde ligin ortalarında yaşanan bu düşüş, telafisi zor sonuçlara yol açabilir.
Ligin ilk yarısının bitimine artık bir maç kaldı.
Bana göre Lig yeşil beyazlılar için Kayserispor maçı ile başlayacak.
Kayserispor ile sahasında oynayacak Konyaspor'un yeni teknik adamı ve yönetimin yapacağı olağanüstü transferlerle Konyaspor'un 2 yarıya daha farklı başlamasını arzuluyoruz.
Eminim ki herkes aynı şeyi arzuluyor...!
Yorumlar
Kalan Karakter: