Konyaspor'un 'Lobi' Çaresizliği mi?

Türk futbolunda yıllardır dillendirilen, ancak somut kanıtı bulunamayan bir "lobicilik" meselesi var. Büyük kulüplerin, hatta belirli bölgelerin görünmez bir el tarafından desteklendiği inancı...
Peki ya Anadolu'nun köklü ekiplerinden Konyaspor'un?Onların da aleyhine işleyen, sürekli tekrarlanan hakem hataları karşısında akıllara şu soru geliyor: Konyaspor'un bir spor lobisi var mı? Cevap, ne yazık ki, sahadaki olaylar silsilesine bakıldığında acı bir "yok" oluyor.
Konyaspor'un iç sahada oynadığı maçlarda, kritik anlarda takdir haklarının sürekli olarak rakip takımdan yana kullanılması, camianın ve taraftarın canını yakmaya devam ediyor. Bu hafta sonu oynanan ve nefes kesen Başakşehir mücadelesi de bu çarpıcı tabloya yeni bir örnek ekledi. Maçın hakemi Oğuzhan Çakır'ın, özellikle ikinci yarıda artan ve Başakşehir lehine eğilimli olduğu düşünülen kararları, stadyumu dolduran binlerce futbolseverin tepkisini çekti.
On Kişiyle Gelen Zaferin Tadı ve Hakem Tartışmaları
Mücadele, tam bir karakter sınavıydı. Maça hızlı başlayan ve N'dao'nun 16. dakikada (bu arada N'dao, Başakşehir'e üst üste 4. golünü atarak adeta 'Başakşehir avcısı' unvanını pekiştirdi) ve 45+1'de gelen Muleka'nın vuruşunda Opuku'ya çarpan şanslı golüyle ilk yarıyı 2-0 önde kapatan Konyaspor, galibiyete emin adımlarla ilerliyordu.
Ancak futbolun cilvesi, hakem kararlarıyla birleşince işler karıştı. İkinci yarıda Başakşehir farkı bire indirdikten sonra, 66. dakikada Enes Badji'nin ikinci sarı karttan kırmızı kartla oyun dışı kalması, Konyaspor'u yaklaşık 30 dakika 10 kişi oynamaya mecbur bıraktı. Bu dakikadan sonra, Hakem Çakır'ın kararlarının Başakşehir'in oyuna tamamen hakim olmasına zemin hazırladığı, tribünlerin ortak kanaatiydi. Hakemin tartışmalı kararları, zaten gergin olan maçı daha da alevlendirdi.
Tüm bu baskıya rağmen, 10 kişi kalan ve mental olarak da hakem kararlarıyla mücadele eden Konyaspor, uzatmalarla birlikte 30 dakikalık o zorlu süreci başarıyla atlattı. Sahadan 2-1'lik üstünlükle ayrılan Yeşil-Beyazlılar, bu kritik galibiyetle puanını 10'a yükselterek (bir maçı eksik olmasına rağmen) haftayı moralli kapattı.
Kazanmak Yetmiyor mu?
Konyaspor, bu sezon  Başakşehir karşısında, deplasman fobisi olmayan Nuri Şahin'in (daha önceki takımlarında Konyaspor ile en çok berabere kalan isimdi) takımına karşı karakterli bir galibiyet aldı. Bu galibiyet sevindirici olsa da, maç içinde yaşananlar tekrar tekrar şunu gösteriyor: Anadolu kulüpleri, sadece rakip takımla değil, aynı zamanda kronikleşmiş hakem hatalarıyla da mücadele etmek zorunda kalıyor.
Konyaspor'un 10 kişi kaldıktan sonra oyunu rakip takıma bırakması rakibin  bu hakimiyetinin hakem kararlarıyla desteklendiği algısı, Konyaspor camiasında derin bir yara açtu. Konyaspor'un gerçekten de merkezi düzeyde güçlü bir lobisi olsaydı, bu tür kararların sıklığı ve pervasızlığı bu denli yüksek olur muydu? Bu sorunun cevabı, her tartışmalı düdükte Konya'nın gökyüzüne daha bir belirgin şekilde kazınıyor.
Konyaspor yönetimi ve taraftarı, bu haksız rekabete artık daha yüksek sesle itiraz etmeli. Zira saha içinde kazanılan mücadeleler, saha dışı etkilerle sürekli gölgeleniyorsa, bu sadece Konyaspor'un değil, tüm Türk futbolunun adalet sorunudur.