UHK 2018 hububat paneli gerçekleştirildi

UHK 2018 hububat paneli gerçekleştirildi

UHK tarafından Eskişehir’de düzenlenen panelde buğday ekim alanlarındaki daralmaya bir kez daha dikkat çekilerek, arz güvenliğinin olmadığı bir ortamda tüketicinin korunmasından ve gıda güveliğinden bahsedilemeyeceğinin altı çizildi.

28 Ocak 2019 - 13:59

Ulusal Hububat Konseyi (UHK) tarafından Eskişehir Ticaret Borsası (ETB) ev sahipliğinde “Hububat Sektörel Değerlendirme Paneli” gerçekleştirildi. ETB Toplantı Salonu’nda gerçekleşen programda buğday ekim alanlarındaki azalmaya dikkat çekilerek, “Gıdada kendine yetebilirlik milli güvenlik konusudur” denildi.

Panele, TOBB Yönetim Kurulu üyesi ve Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, Konya Ticaret Borsası Başkanı ve TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkanı Hüseyin Çevik, TMO Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Akyaka, Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkan Yardımcısı Ali Rıza Menemenlioğlu, borsa başkanları, akademisyenler, UHK Yönetim kurulu üyeleri, üreticiler, sanayiciler ve çok sayıda tarım paydaşı katıldı.

 

ZEYDAN: HUBUBATIN KALİTESİNİ ARTTIRMAK ÖNCELİKLİ GÖREVİMİZ

Panelin açılış konuşmasını yapan TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, Ulusal Hububat Konseyi bünyesinde Hububat Sektörel Değerlendirme Paneli’ne ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Zeydan, “Hububatın kalitesini arttırmak öncelikli görevimiz. Kaliteli buğdayı yeterli kadar üretmek için uğraşıyoruz. İklim koşulları da çok önemli ama maalesef hâlâ babadan kalma yöntemlerle üretim yapılıyor. Tarımın bir hizmetkarı olarak bu tür etkinlikler de tarımın gelişmesi açısından katkı sağlayacağına inanıyorum. Tarım politikalarına da yardımcı olacaktır“ dedi.

 

ÇEVİK: SORUNLAR ORTAK AKILLA MUTLAKA ÇÖZÜLECEK

Konya Ticaret Borsası Başkanı ve TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkanı Hüseyin Çevik, Borsaların Medine Pazarı’nı örnek alan kurumlar olduğunu belirterek şunları söyledi: “Aldanmanın ve aldatmanın önüne geçen, tüccarı ve satıcıyı ortak bir platform da buluşturan, gerçek piyasa fiyatının oluşmasını sağlayan kurumlardır. 113 ticaret borsamız süreç içerisinde kendilerini geliştirmiş, çağın gerektirdiği teknolojik gelişmelerle birlikte, tarımsal üretime daha çok değer katacak oluşum içerisine girmişlerdir. Sürdürülebilir bir tarım ve tarımsal ticaret ana hedefimiz olup, tarımsal üretimle finansal piyasalarının sağlam entegre olması için çalışmaktayız. Nitekim, laboratuvarlarımızın uluslararası yeterlilikte çalışması, elektronik satış salonlarının çoğalması, lisanslı depoculuğun devletin verdiği desteklerle son yıllarda hızlı bir gelişim sağlaması, Ürün İhtisas Borsası’nın kurulması bu gelişimin en güzel göstergeleri olmuştur. Bu gelişimde; devletimizin destekleri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin ve Başkanımız Sayın Hisarcıklıoğlu’nun dinamik bir aktör olması, alın teri ile üreten çiftçilerimizin emekleri, tarımsal ürünleri işleyen ve yurtdışına da satarak ülkemize döviz kazandıran gıda sanayisi ve çalışanlarının çok büyük katkısı vardır.” diyerek kıraç arazilerde üretim yapan üreticilerin, ürün desteği yanında alan desteği ile de desteklenmesinin altını çizdi.

 

TAŞPINAR: GIDADA KENDİNE YETEBİLİRLİK MİLLİ GÜVENLİK KONUSUDUR

Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar da, dünyada “yükselen değer” olarak ifade edilmeye başlanan tarımın, sadece gıda değil istihdam ve ticaretiyle de ülkelerin ekonomi ve politikalarına etki ettiğini belirtti. Taşpınar,  “Dünyada 7, Avrupa’da 1. Tarım ekonomisine sahip ülke olarak, yaşanan gelişmeler ışığında tarım politikalarımızı yeniden gözden geçirmeli ve yapısal değişiklikler gerçekleştirmeliyiz. Türkiye’nin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ürüne katma değer katarak ihracattan çok daha büyük gelir etme potansiyeli vardır. Bu yüzden ürettiğimiz tarımsal ürünlere azami katma değeri sağlama yollarını aramalıyız. Hedefimizi tarımda Dünya’da ilk 5’e girmek üzerine kurgulamalıyız. Tarıma dayalı sanayiler için hammaddenin istenilen kalite, miktar ve zamanında sağlanmaması son derece hayati konudur. Gıdada kendine yetebilirlik milli güvenlik konusudur. Türkiye’de de tarıma dayalı sanayi sektörü, kalkınmanın itici gücü konumundadır. Ancak finansal sorunlar, ithalat ağırlıklı girdiler ve tarımsal altyapı yatırımlarının istenilen seviyeye getirilememesi nedeniyle verimlilikte ve kalitede gelişmiş ülkeler düzeyi yakalanamamıştır” diye konuştu.

Buğday ekim alanlarındaki daralmaya da dikkat çeken Taşpınar, şöyle konuştu: “ 15 yıl önce 9 milyon hektar olan buğday ekim alanı, 7,2 milyon hektar civarına düşmüştür. Yeni çeşitlerin ıslahı, yetiştirme tekniklerindeki gelişmeler ile birim alandan elde edilen verim artmıştır. Ancak gelinen noktada nüfus artışı, göçmen nüfus, artan turist sayısı, dışarıya yapılan yardımlar ve coğrafyamızda yaşanan karışıklıklardan dolayı üretimden düşen ve Türkiye’den gelecek gıda ile beslenmek durumunda olanları göz önüne alırsak, tüketimin öngörülenin çok üzerinde olacağı sonucuna varılmaktadır. Tohumluk miktarını da dikkate aldığımızda her yıl en az 18- 20 milyon ton buğday üretmek zorundayız. Bu konuda acilen yeni politikalar üretilmeye, uygulamaya konulmalıdır.”

Tarım destekleme takviminin 1 Ocak yerine, 1 Ekim olarak yeniden belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Taşpınar, desteğin tarımsal üretim süreçleri ile uyumuna önemli katkı sağlayacağının altını çizdi.

Türkiye’nin hububat başta olmak üzere buğdayda da dış ticaret fazlası verdiği verilerle ortaya koyan Taşpınar, kalite ve DİR kapsamında yapılan ithalatın kaçınılmaz bir gerçek olduğu belirterek, asıl olanın dış ticaret dengesi ve üretici ile tüketicinin korunması olduğu hususu vurguladı.

 

AKYAKA: ÇİFTÇİNİN HAKKINI ZAMANINDA VERDİK

TMO Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Akyaka, hububat alımları hakkında bilgi vererek, çiftçinin hakkını zamanında verdiklerini söyledi.  Üretim alanında yaşanan sıkıntıların yanında geçen yıl üretimde azalma olduğunu, zamanında müdahale ederek sorunu çözmeyle çalıştıklarını belirten Akyaka, “2,3 milyon ton alım, 1,3 milyon ton devir ile birlikte yaklaşık 3,6 milyon ton buğday stokuna ulaştık. Satışları genelde Eylül-Ekim aylarında yaptık ancak piyasalardaki dalgalanmaları dikkate alarak, geçen yıl Ağustos ayında bu satışları erken başlattık. 2 milyon ton ürün satışı gerçekleştirdik. Piyasaları takip ediyoruz” diye konuştu.

 

Moderatörlüğünü UHK Yönetim Kurulu Üyesi ve KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade’nin yaptığı panelde; TMO Piyasa Takip Değerlendirme Şube Müdürü Güler Ünlü (Türkiye ve Dünya’da Buğday Üretimi, Ticareti ve TMO Uygulamaları), Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkan Yardımcısı Ali Rıza Menemenlioğlu (Ulusal ve Uluslararası Un Sanayinin Durumu, Hammadde Temini ve Piyasaların Değerlendirilmesi), UHK Araştırma ve Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu (2017/18 Buğday Ekim Üretim Değerlendirmesi ve 2018/19 Öngörüleri), Konya Ticaret Borsası Genel Sekreteri Esat Bilici (Lisanslı Depoculuk, Ürün İhtisas Borsası), Eskişehir Ticaret Borsası Zirai Danışmanı Prof. Dr. Engin Kınacı (Eskişehir ve Bölgesi Buğday Üretimi) Eskişehir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Sarılgan (Eskişehir Bölgesi Hububat Ticareti ve Sorunları) konuları üzerine sunumlarını gerçekleştirdiler.

Sonuç bildirgesinin 2019 yılı Şubat ayının ilk haftası açıklanması kararlaştırılan panel, hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Haftanın hakemleri açıklandı
Haftanın hakemleri açıklandı
Konyaspor yine hoca kurbanı 1-0
Konyaspor yine hoca kurbanı 1-0