Tabiatın gizli tehlikesi kuraklık
Nimet DÖNMEZ

Nimet DÖNMEZ

Tabiatın gizli tehlikesi kuraklık

06 Mart 2014 - 10:03

Ekstrem olaylar içinde kuraklık genellikle yavaş gelişir, sıklıkla uzun bir süreklilik gösterir ve atmosferik tehlikeler içinde tahmini en az olanı olması ile birlikte etkileri çok geniştir.

Kuraklık tabiatın gizli bir tehlikesidir. Genellikle herhangi bir mevsim veya bir zaman diliminde yağış miktarındaki azalmadan dolayı meydana gelir. Kuraklık hesaplamalarında bir bölgedeki yağış ve (buharlaşma+terleme) arasındaki dengenin uzun süreli ortalaması göz önünde bulundurulmalıdır.

Kuraklık yalnızca fiziksel bir olay veya bir doğa olayı olarak görülmemelidir. Onun, insan ve faaliyetlerinin su kaynaklarına olan bağımlılığı nedeniyle toplum üzerinde çeşitli etkileri vardır.

Uzun süreli kuru hava nem azlığı yaratarak bitki, orman ve su kaynaklarında azalmaya sebep olur ve neticede, ciddi çevresel, ekonomik ve sosyal problemler ortaya çıkar.

Biz burada kuraklığın ekonomik etkilerine değinip konunun önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz. Kuraklık; üründe kayıp, ekin alanlarının verimliliğinin azalması, böcek istilası, bitki hastalıkları, ürün kalitesinde düşüklük, süt ve çiftlik hayvanlarının kaybı, otlakların verimliliğinin azalması, halka açık otlakların kapatılması veya sınırlandırılması, hayvanlar için suyun temin edilememesi veya pahalılığı, hayvanlar için besin temin edilememesi veya pahalılığı, kereste üretiminde kayıplar, orman yangınları, ağaç hastalıkları, orman alanlarının verimliliğinin azalması, balık üretiminde kayıplar, suyun azalmasından dolayı yavru balıkların kaybı gibi bir çok sorunun kuraklıkla beraber karşımıza çıkacağını ve bu sorunun kendisiyle birlikte bir çok sorunu beraberinde getireceğini biliyoruz.

Bu kadar sorunla birlikte elbette ki ulusal büyümede kayıp ve ekonomik gelişmede gecikmeler olacaktır.

Tüm bunlarla birlikte;yiyecek üretiminde düşüş, yiyecek stoklarında azalma, finansal kaynak bulmada zorluk (Kredi riski),nehir ve kanalların denizciliğe olan katkılarında kayıp, yeni ve ilave su kaynaklarının geliştirilmesindeki pahalılık, suyun taşınmasındaki pahalılık, çiftçi gelirlerinde kayıplar, enerjide kaynak azalması, tarımsal üretimin direkt bağlı olduğu endüstrilerde kayıplar, üretimdeki düşüşe bağlı işsizlik, hükümetlerin vergi gelirinde kayıplar kuraklığın ne denli büyük bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Kuraklıkla ilgili yapılan çalışmalardan halkın bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi hükümetin önemli görevlerinden biri olmalı. Zira havaların hiç de beklendiği gibi gitmediğini görüyoruz. Ağaçların çiçek açması, havadaki nem oranının giderek düşmesi, ürün veriminin düşeceği endişesini oluşturuyor. Bazı okurlarımız “Allah her şeyin düzenini kurup kararını vermiştir. Siz burada felaket tellallığı yapmayın” diyecekler belki de ama biz burada kuraklıkla mücadele için hükümetin önlem almasının zamanıdır diyoruz. Gerçekten çiftçilerin çok sıkıntılı olduklarını,” havalar böyle gider, yağış olmazsa hayvanlarımıza yedirecek samanı bulamayacağız” dediklerini duyuyorum. Çiftçinin sıkıntısı tüm sektörlere yayılır, üretim olmadığı zaman istihdam sorunu dağ gibi büyür, istihdam olmadığı zaman tüketim kısılır ve bu döngü birbirini sürükler. İleride yaşanacak sıkıntıları şimdiden görmek, susuzluk sorunu olmayacağı konusunda lüzumsuz iddialara girmek yerine sonuçlarını önceden düşünüp ilgili birimleri oluşturarak önlemlerin alınması lazım.

Son Yazılar