Yüce Kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’e baktığımızda verilen mesajların ferdiyetçilikten ziyade “biz” merkezli olduğunu görürüz. Kişinin iman ederek yalnızca kendisini kurtarması yeterli görülmemiş; çevresinin de kurtuluşa ermesi, iman etmesi ve hidayet üzere yaşaması için gayret göstermesi istenmiştir. Kur’ân, ferdî kurtuluşla birlikte toplumun da ıslahını hedeflemiştir. Helâk edilen kavimler, Rabbimizden gelen tebliğ ve davetlere topluca kulak tıkadıkları, peygamberlerin uyarılarını dikkate almadıkları için ilâhî azaba müstahak olmuşlardır.
Fâtiha Sûresi’nde geçen “Yalnız Sana ibadet eder, yalnız Senden yardım isteriz” duasında da görüldüğü üzere, Müslüman yalnız kendisi için değil, iman dairesine girmiş bütün mümin kardeşleri adına Rabbine niyazda bulunmaktadır.
İnsanın;
– Yeryüzünü imar ve ıslah etme,
– Salih ameller işleme,
– Rabbin emanetine sahip çıkma,
– Müfsitlerin fesat girişimlerine karşı uyanık olma ve çevresini de uyandırma
gibi önemli sorumlulukları vardır.
“Ben iman ettim” diyerek kendi imanına güvenip çevresine karşı duyarsız kalmak, kurtuluş için yeterli bir iman anlayışı değildir.
Kıssadan Hisse: Kaliteli Ürün Yetiştiren Çiftçi
Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış. Bu çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını komşularına da ekmeleri için dağıtırmış.
Durumu öğrenen bir gazeteci, röportaj yapmak üzere çiftliğe gelmiş ve çiftçiye şu soruyu sormuş:
“Her yıl seninle aynı yarışmaya giren komşularına, en kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?”
Çiftçi şu cevabı vermiş:
“Bilmiyor musun? Rüzgâr, olgunlaşan mısırların polenlerini tarladan tarlaya taşır. Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse, çapraz tozlaşma sebebiyle benim ürünümün kalitesi de zamanla düşer. Kaliteli mısır elde etmek istiyorsam, komşularımın da kaliteli ürün yetiştirmesine yardımcı olmalıyım.”
Hayat da böyledir. Hayatını anlamlı ve güzel yaşamak isteyenler, başkalarının hayatlarını da güzelleştirmelidir.
Bir hayatın değeri, dokunduğu hayatlarla ölçülür.
Mutluluğu seçenler, başkalarının mutluluğa ulaşmasına yardımcı olmalıdır.
Birimizin refaha ulaşması, hepimizin refaha ulaşmasına bağlıdır.
Rabbimiz buyuruyor:
“İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın; günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın.” (Mâide, 5/ 2)
Nasıl ki çiftçi, komşularına iyi tohum vererek kendi ürününün kalitesini koruyup ödüle layık oluyorsa; müminler de çevrelerini ıslah edip Rabbin emir ve yasaklarına uygun yaşayan bir cemiyet inşa ederlerse, iki cihan saadetinin ödülüne nail olabilirler.
Allah’ım! Bizleri iyilikte yarışan, takvâda yardımlaşan kullarından eyle.
İyilik ve takvâda yardımlaşmak temenni ve duası ile…
Yorumlar
Kalan Karakter: