Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mesnevî’sinde yer alan “Nefsinin Tuzağına Düşen Aslan” hikâyesi, asırlar öncesinden günümüze ışık tutan güçlü bir mesaj taşır. Hikâyede, nefsinin hırsıyla hareket eden aslan; aklı, sabrı ve feraseti temsil eden tavşan üzerinden anlatılır. Kıssa, insanın kısa vadeli kazanımlar uğruna nefsine teslim olduğunda hem kendine hem de sahip olduklarına nasıl zarar verebileceğini çarpıcı bir şekilde gösterir. Hırsın körleştirdiği nefis, insanı kuyuya sürüklerken; sabır, akıl ve basiret ise insana genişlik ve kurtuluş kapıları aralar.
Hırs insanı kuyuya, feraset ise özgürlüğe götürür
Geniş ve gür ormanların derinliklerinde azılı bir aslan yaşardı. Ormandaki hayvanlar onun dehşetinden titrer, her gün bir başka canın yitip gitmesine çaresizce bakarlardı. Sonunda bir araya gelip çözüm aradılar. Aralarından seçtikleri bir heyeti aslana gönderdiler.
“Ey ormanların şâhı!” dediler. “Her gün içimizden birini avlamak için dolaşmana gerek yok. Sen tahtında otur, biz her sabah içimizden birini sana gönderelim. Böylece sen yorulmaz, biz de korku ve telaş içinde yaşamayız.”
Aslan bu teklifi beğendi ve kabul etti. Artık her sabah bir hayvan, kendi isteğiyle aslanın huzuruna gidiyordu. Günlerden bir gün sıra tavşana geldi.
Hayvanlar:
“Ne yapalım, bahtımıza bu düştü… Birimizin ölmesi, çoğumuzun huzuru içinmiş,” diyerek tavşanı acele ettirmeye çalıştılar.
Fakat tavşan, garip bir rahatlık içinde ağırdan alıyordu. Hayvanlar telaşa kapılıp sonunda onu yola çıkmaya mecbur bıraktılar.
Tavşan, hiç aldırmadan seke seke aslanın önüne geldiğinde vakit hayli geçmişti. Açlıktan sabrı taşan aslan kükredi:
“Geç kalmışsın! Bu saygısızlık da ne demek?”
Tavşan, sözde telaşla titreyip boynunu büktü:
“Aman efendim, ben erkenden yola çıktım. Lakin yolumu başka bir aslan kesti! Ondan kurtuluncaya kadar neler çektim, bir bilseniz…”
Bu sözler aslanın öfkesini alevlendirdi.
“Ne demek başka bir aslan? Bu ormanda yalnız benim hükmüm geçer! Kimmiş o küstah?” diye gürledi.
Tavşan, sanki durumu daha da körüklüyormuş gibi o meçhul aslanı öve öve bitiremiyordu. Gururu incinen aslan dayanamadı:
“Düş önüme! Göster o haddini bilmezi!”
Beraberce yola koyuldular. Tavşan onu eski bir kuyunun başına getirdi.
“İşte efendim,” dedi. “Kuyunun içinde kurulmuş sizi bekliyor.”
Aslan hırsla kuyuya baktı; suda kendi yansımasını gördü. Yansıması hırlayınca daha da köpürdü.
Tavşan fırsatı iyi değerlendirdi:
“Görüyorsunuz ya efendim, size nasıl da meydan okuyor!”
Aslanın gözleri döndü:
“Bir diyarda iki sultan olmaz! Parçalamalıyım onu!”
Diyerek tüm öfkesiyle kuyuya atladı. Böylece kendi hırsının kurbanı oldu. Tavşan ise sevinçle çayıra dönüp hayvanlara kurtuluşu müjdeledi.
Mesaj
Ey insanoğlu!
Seni en çok yoran, dışarıdaki fırtınalar değil; içindeki aslanın bitmeyen hırsıdır.
Nefsinin ateşine kapılıp kendi aksine saldırma.
Tavşan misali aklını, sabrını ve kalp dinginliğini yanı başında tut;
zira kurtuluş, nefsin kuyusuna değil, gönlün genişliğine yürüyenlerindir.
Nefsinin tuzağına düşen Aslan
Yayınlanma :
10.12.2025 11:33
Güncelleme
: 10.12.2025 11:33
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: