ANLIK TEPKİ DEĞİL,
YAPTIRIMI GÜÇLÜ, KALICI
YASAL TEDBİRLER ALINMALI
Peygamberlere hakaret içeren son karikatür olayı şunu bir kez daha teyit etti: Her türlü hakarete anlık tepki değil, yaptırımı güçlü, kalıcı ve caydırıcı yasal tedbirler alınmalıdır. Alınmalıdır ki kimse bunu yapmaya bir daha cesaret edemesin!
Bu yapılırsa, insanlara ve kutsal değerlere hakaretin yolu kapatılacak, hiçbir kişi ve kurum buna teşebbüs edemez olacaktır. Edenler olursa, hak ettiği karşılığı bulacaktır.
Fikir, sanat, özgürlük, edebiyat, cart-curt diyenler şunu unutmasınlar: Fikir ve inanç özgürlüğünü kullanmak, başkalarına hakaret etme hakkı vermez.
Fikrini savunursun, düşünceni söylersin ama efendice... Yüce Yaratıcı Allah Teâlâ da, insana inanç ve ifade özgürlüğü vermiş. "İster inan, ister inkar et" buyurmuş. Buna karışan yok! Eğer korunacaksa herkes korunmalı, korunmayacaksa hiç kimse korunmamalıdır!..
Bizim inancımız, tasvip etmesek de tüm inanç sahiplerine saygı duymayı, hatta onların da haklarını korumayı zorunlu kılar. Biz kimsenin kutsal değerlerine hakaret etmeyiz, saldırmayız da!
Neden mi?
Çünkü, En'am suresinin 108. ayetinde Rabbimiz bizi şöyle uyarır:
"Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler."
Ama bu, bizim değerlerimize saldırıldığında eli-kolu bağlı duracağımız, buna tepki vermeyeceğimiz anlamına gelmez.
Bir hukuk kuralı, bir külli kaide olarak Mecelle'de de yer alan "Sedd-i zerâi" ilkesi gereğince, "kötülüğe giden yolları kapatmak ve önceden tedbir almak" bu işin en akıllı ve etkili çözüm yoludur.
Adalet ve İçişleri Bakanlığı ile Diyanet ve İletişim Başkanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşları, bu ciddi konuda etkili ve caydırıcı yasal düzenlemeler yaparak kalıcı tedbir almak için acilen göreve davet ediyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: