Yüce Allah, madem merhametli ve güçlüdür, neden bunca zulme veya yapılan kötülüklere engel olmuyor? Bu ve benzeri soruları yöneltenlerin, Allah-insan ilişkilerini ve dünyanın var oluş gerçeklerini yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor.
Bu evrenin bir yaratıcısı olduğuna inanıyorsak, onun tüm yarattıklarından haberdar olduğunu bilmemiz gerekir. Her varlık yaratılış amacını yaşıyorken, akıllı, iradeli ve mükellef varlıkların sorguya çekilmesi de, var oluşun bir gereğidir. Buna “ *İlahi adalet* ” diyoruz. Bu adalet bazen dünyada bazen ahirette ortaya çıkar ama asla ihmal edilmez; eninde sonunda gerçekleşir. Yüce Allah’ın zalimlere fırsat verip kötülüklere engel olmaması, bizim bildiğimiz veya bilemediğimiz pek çok sebep ve hikmetlere dayanır.
*Birincisi,* bu dünya bir *imtihan alanıdır* (Bkz.Mülk,2). Sonuçta, kötüler cezayı hak edecek, iyiler ödüllendirilecektir. Cennet ucuz değil, cehennem lüzumsuz değil! Nasıl ki, nimet, ikram, lütuf ve ihsan “ *Sünnetullah* ” ise, felaket ve musibetler de Allah’ın sünnetlerindendir. Bunlar değişmez yasalardır. Bunları yürürlüğe koyan Allah, insanı da bunlarla imtihan etmektedir(Bkz.Bakara,155). Nitekim, Hz.Yusuf kuyuda, Hz.Musa denizde, Hz.Yunus balığın karnında, Hz.İbrahim ateşe atıldığında sabırla denendiler. Hz.Muhammed yurdundan sürgün edilerek, ashabı boykotla aç bırakılarak imtihan edildiler(hepsine selam olsun). Bugün de insanlar, benzer imtihanlarla denenmektedir.
*İkincisi,* Müslümanın karşılaştığı zorluklar ve tabi tutulduğu imtihanlar “ *turnusol kağıdı*” gibidir; müminle münafığı birbirinden ayırır. Böylece, imanında samimi olanla olmayan ortaya çıkar. Mümin olan davasından vazgeçmez, sabırlı ve kararlıdır. Münafıksa rüzgar gülüne benzer, güç neredeyse oraya döner. Zulüm pâyidar olmaz, gün kararıp kalmaz. Hayat, bazen lehe bazen aleyhe işler. Dün, nasıl Firavun, Nemrut, Ebu Cehil, Hitler, Stalin, Mao, Şaron... gibiler yok olup gittiyse, bugünün zalimleri de, zulümleriyle yok olup gideceklerdir. Önemli olan, imandan yana *safımızı belli ederek* bu zorlu imtihanlara göstereceğimiz direnç, tepki ve davranışlardır.
*Üçüncüsü,* yapılan dualar bazen imhal edilir ama ihmal edilmez. *Dua boşa gitmez* ; bugün olmazsa yarın mutlak karşılığını bulur. Dua şu üç şekilde gerçekleşir: 1-Ya istenen şey hemen dünyada verilir. 2-Ya kabul edilmeyerek bir kötülüğü önler. 3-Ya da ahirete ertelenir. Yapılan duaların ardından sabretmek gerekir. Hangi dua hakkımızda ne getirecek bilemediğimiz için, *duanın daima hayırlısını istemek* , kabul edilmeyince de üzülmemek, mümince bir tavırdır.
*Dördüncüsü,* zaferin bazı şartları vardır. Bunların başında; hakiki *iman* , günahlardan *tövbe* , toplumsal *birlik* ve *dürüstlük* gelir. Eğer biz, Allah’ın dinine destek olursak, O da bize destek olacaktır(Bkz.Muhammed,7). Demek ki, İslam’a destek olmadan ve dürüstçe yaşamadan zafer elde edilmez.
*Beşincisi* , zaferin gecikmesi, hiç olmayacağı anlamına gelmez. Bugün olmamasının mutlaka bir sebep veya hikmeti vardır. Bunu çoğu kez sonradan anlarız. Zafer ve hezimetler, zaman içinde döner; bazen lehte bazen aleyhte tecelli eder. *Gerçek zafer; Allah’ın desteğiyle gelendir.* Bunun için; *samimiyet, sabır, azim ve istikamet* gerekir(Bkz.Al-i İmran,140). Sefer bizden, zafer Allah’tandır.
*Altıncısı,* güç ve zaferin ölçüleri farklıdır. Maddi güç önemlidir ama tek etken değildir. Gücü sadece silahta, medyada ve iktidarda görmek hatadır. Maddi güçten daha önemli güç; *inanç, birlik ve ilkelere bağlılıktır* . Bir toplum, imanından taviz vermiyor, dinini yaşıyorsa, İnancının izzetini koruyor, düşmana teslim olmuyorsa gerçek zafer budur.
En son örnek, bugün *Gazze halkı;* tüm tecrit, boykot ve mahrumiyete rağmen dünyanın süper güçlerine ve güçlü silahlarına karşı yurdunu savunmaya devam ediyor, vücutları parçalanmış çocuklar Allahu Ekber nidalarıyla can veriyor, anneleri de kefenlerini giyip ailemle cennette buluşacağım diyerek şehadete yürüyorsa işte bu; seküler kafanın anlayamadığı, kapitalist zihniyetin kavrayamadığı, ateist düşüncenin idrak edemediği bir zaferdir.
*Allah’ın zulme mâni olmamasının yegâne sebebi; zalimin cehennemi, mazlumun da cenneti hak ettiğini gösteren İlahi adaletin tecelli etmesi içindir.*
Yorumlar
Kalan Karakter: