Arşivimi karıştırırken 2011 yılında görme olanağı bulduğum Singapur fotoğraflarına takıldım.
Singapur denizle kentin adeta uluorta seviştirildiği ve buna burayı görmeye gelenlerin seyirci edildiği bir dünya. Mimarlar burada manyaklaşmış. En çılgın projelerini yapma ve uygulama şansı yakalamışlar.
Kentin bu müthiş atmosferini görmek için Singapur’un en görkemli, en pahalı ve en lüks otellerinden birisi olan Marina bay Sands’ın kulelerinden birisine çıkmak gerekiyor. Yaklaşık 30 Amerikan Doları vererek çıkacağınız bu otelin terasında önceleri içiniz ürperiyor, bir uçurumun kenarındaki gibi heyecanlanıyorsunuz ancak 360 derece Singapur’u çıplak gözle izlerken mest oluyorsunuz.
Eğer biraz mimariye meraklıysanız ve yaşadığınız kenti seviyorsanız, bir karşılaştırma yapıp daha sonra da isyana başlıyorsunuz.
İnsanın aklına bu adamlar ‘bizim istemezükçüler kadar sevmiyormu’ memleketlerini diye sormak geliyor. Nasıl müsaade ediyorlar denizine, ağacına, yarasasına…!
Oysa tüm bunları yaratırlarken nasıl yeşil’i ve doğayı koruduklarına hatta yenilerini eklediğine şahit oluyorsunuz.
Bizde kocaman sorunlar yaratan kentleşme neden onlarda kıldan tüyden meseleler halen geliyor. Onlar uçuyor biz neden kanatları çitilenmiş kuşlar gibi dolanıyoruz ortalarda.
Bir eğlence merkezi haline dönüştürdükleri Sentazo adasına kısa yoldan ulaşılması için kurdukları teleferik sistemi günde binlerce insanı taşırken benim bundan ondört yıl önce adım attığım zamanlarda konuşulan ve hala gerçekleşmeyen Tünektepe teleferik projesi neden tünediği yerden uçmuyor….
……
Denizin ortasına sahne koymuşlar sahile anfi tiyatro yapmışlar.
Denizin varlığından yararlanmışlar.
Yarasanın yuvası, sit, bit neden onlarda sorun olmuyor. Ya da nasıl çözüyor bu adamlar bu problemlerini.
…….
Peki bizim övündüğümüz Konyaaltı sahilinde şimdi neler oluyor?
Siyasete kurban ettiğimiz dünyanın en güzel plajinda in/cin voleybol oynuyor!
….
Bir stad yapamıyoruz!
Yapmaya çalışırken bozuyoruz. Birilerine haksız kazançlar sağlıyor. Yatlarda sellem çektiriyoruz…!
VE ben neden durup dururken arşivimi karıştırıyor, onbirbinikiyüz kilometre ötedeki Singapur ile Antalya’yı karşılaştırma haltı ediyorum.