Hafta sonu Başkan Türel'in ilçe gezilerinin ilk durağına katıldım.
Gazipaşa'nın Ilıca, Yenigüney, Kızılgüney ve Karasu mahallelerinin 50 yıllık içme suyunu çözecek Karası İçme suyu Projesi'nin temel atma törenini izledim oradan daha doğuya doğru yola devam ettim.
Başkan Türel’in herhalde Antalya'da basmadığı toprak kalmadı. Törende yörenin vatandaşları ile muhabbetini gözlemlediğimde, siyasetde tanınırlık yüzdesinin bir hayli yüksek olduğunu hatta bu sınırın tavana dayandığını söylemek mümkün.
Artık Türel, bu coğrafyanın insanları ile abi, kardeş/baba, oğul gibi olmuş.
Antalya'nın Lara, Kundu, Kemer, Kaş, Belek gibi vitrin merkezlerinden öte bir de hala içme suyu, yolu, köprüsü gibi dertleriyle uğraşan, adı gibi kaderleri de kara olan köyleri mahalleleri var.
Bu işler zor.
Bir tarafta film festivali yapacaksın öte yanda kara kaderini, yaşam koşullarını iyileştirmeye çalışan vatandaşlarına hizmet, su götüreceksin. Yol yapacak, köprü inşa edeceksin.
Yani bir yanın Fransa Cannes'de bir yanın Gazipaşa'nın Ilıcası, Kızılgüney'i, Karalarında.
İşte Antalya'yı yönetmeye soyunanın böyle özelliklere sahip olması gerekiyor.
Bir tarafı eksik kalan kaybediyor.
Hakkını vermek gerekirse, Başkan Türel 'in performansı müthiş.
...
Tören yerine kadar asfalt yapmış Büyükşehir Belediyesi. Herhalde bir sekiz on kilometreden fazla.
Temel atıldı, bölgenin içme suyu projesi bir süre sonra tamamlanacaktır. Artık öyle hayali temellerin atılma zamanı geçti. Yatır kurbanı, akıt kanı bir daha senelerce uğrama. Yok öyle şey!
Vatandaş hakkını arıyor. Vatandaş gözünü açtı. Vatandaş oyunu veriyor hizmetini istiyor.
Bir muhtar çıktı kürsüye. İstedi de istedi. Burunlarının dibinde sağlıklarını tehdit eden taş ocağını çalıştıranları şikayet etti. Sonra bölgenin neye ihtiyacı varsa sıraladı.
İstersen unut muhtarın köyünü!...
....
Artık bundan sonra her toplantıda siyasetçi kendi sloganını kullanacak.
Menderes 'Türel Evet' deyin, ciğerimi yiyin' diye seslendi toplanan kalabalığa.
Kalabalığın coşkusuna bakılırsa Karasulular, sandıktan 'Evet' çıkartıp Türel'in kapısına yatarlar.
..................
Dim Vadisi’nde gökkuşağını izlemek isterdim, kalamadım.
Memleketin her tarafı yağmur sonrası rengarenk.
'Yol medeniyettir!...'
'Bu yollar karnı doyurmaz' diyenlere inat, Kaledran'dan aşağı sallandım. Melleç'ten sonra çalışan yol işçileri ile selamlaştık. Viyadük yarıya kadar gelmiş dağların arasında. Toroslardaki tünellerden geçip Anamur'a indim.
Yollar kısalmış. Artık insanlar sevdiklerine daha çabuk ulaşıyor.
Ardımda Dim vadisinde iki yaka birleşiyor, önümde Antalya/Mersin arası her geçen gün kısalıyordu.