Aslında Soma’da kim öldü
Haşmet Öyken

Haşmet Öyken

Aslında Soma’da kim öldü

19 Mayıs 2014 - 12:39

Aslında yalnız 301 madencinin can verdiği Soma’da değil tüm ülke’de gerilim yüksek.

Bir millet acısını yüreğine gömüp olup biteni korku ve endişe ile izliyor. Yaşananları bırakın bu ülke yaşayanlarını, artık dünya bile anlamakta güçlük çekiyor.

Ulusal yas ilan ettiğimiz bir facianın sonrasında geldiğimiz duruma bakın,

Cenaze evine gitmek yasak!

Gidenlerde  taziye evini ne hale çevirdi. Yaşadıklarımız bir maden kazasının önüne geçti. Neredeyse ölülerimizi unuttuk!

Kavga gürültü gırıla gitti.

Başbakan markette vatandaşını tokatladı,

Küççük başbakan vatandaşa tekmeyle saldırdı.

Başbakanın polisleri on yaşındaki çocuğun altına işettirdi...

O tekmeyi vuranın suratındaki kin ve öfke ile marketteki hakaretlerin ve sonrası yerlerde sürünen vatandaşa çullananların gösterdikleri şiddet birbirinden farklı değil.

Biz nerede hata yapıyoruz;

İşçilerimiz koruyamıyor, iş kazalarına kurban veriyoruz’un sorgulamak yerine,

Yüzlerce insanın karşısına şiddet, öfke ve iktidar kaygısıyla çıktık.

Oysa Soma’da yetim kalmış, oğulsuz, babasız, kocasız kalmış insanların bizim yakamıza yapışmaya, döşümüzü yumruklayıp, yüzümüzü tokatlamaya hakkı vardı.

Çünkü onların hepsi acılı insanlardı.

Hele sen devletsen, yakışan;

Kucaklamak, sarılmak, yanaklardan süzülen yaşları ellerinle silip sefkat göstermekti.

O eller o’nun içindi!...

Oysa biz ne yaptık birbirimize girdik.

Birileri acıya rağmen burnundan kıl aldırtmadı.

Birileri  sorumluluğu üstlenmeyip kömürden kara suratlarıyla karşımıza çıkıp sütten temiz olduklarını söylediler.

Bunu fırsat bilenler çocukları yaka paça toplayıp korku imparatorluklarını sürdürmeye çalıştılar.

Öyle bir ülke olduk ki ne yaptığımızı ne ettiğimiz bilmez olduk...

Eğer Soma’da ölüm, acı ve göz yaşı varsa ve İzmir’de, Ankara’da, Antalya’da insanlar sokağ dökülüp ‘Artık bu ülke’de işçi ölümlerine bir son verilsin’ diyorsa bir yanlışın düzeltilmesi içindir.

Bu tepkileri her defasında ‘İkitidarı kaybetme’ korkusuna bağlayıp devletin tüm güçleri ile tekme tokat’a döndürmemek lazım.

Hele hele görevi halkı gerçeklerle buluşturmak olan medya’nın iktidarın borazanlığına soyunup milletin ne yazdığına çizdiğine olup bitene bakması lazım.

Aslında Soma’da ne olduğnun yanıtını öncesiyle sonrasıyla da bilmek ve öğrenmek bu milletin hakkıdır.

Madenci öldüyse neden öldü.

Kim suçlu.

Markette neler oldu,

O tekmeler neden savruldu.

Avukatlar neden kelepçelendi.

Polis neden on yaşındaki çocuğun altını ıslattıracak kadar bir travma yaşattı.

Gazetecilere neden plastik mermilerle ateş açıldı....

Böyle felaketler ulusça verdiğimiz sınavlardır.

Yine çuvalladık hem de bu kez faturası çok ağır oldu....

Son Yazılar