Belki de taraflar yapılması gereken centilmenliği yaptılar. El sıkıştılar yaşananları ‘unuttuk’ dediler. Boydan da fotoğraf çektirip sosyal paylaşım sitesine koydular…
Herkes yaşadığı ile kaldı….
Ama gelin görün ki internete ‘Antalya’ diye yazdığınız zaman elinde silahlı bir adam ile bir mağazanın camlarına saldıran gözü dönmüş insanlar çıkıyor!...
Yani Antalya’nın karizmasına dört taraftar(!) ile bir eli silahlı adam ‘çizik’ attı.
Yırtılan ‘Deli Bekir’in yakası nasıl olsa.
Onların umurunda değil.
Azeri iş adamı kardeşimiz(!) belinde silahı ile Antalya’nın rantından payına düşeni zaten alacak.
Sokaktaki taraftarın ise böyle bir derdi zaten yok!...
Taraflar şunlar;
Birileri tuttukları takımın ateşi ile yanan taraftar,
Öteki bir spor mağazası çalıştıran iş adamı!...
Ortak noktaları sözüm ona spor!
Oysa her iki tarafta,
Holigan,
Spor teröristleri!..
Kimse kimsenin zekasını hafife almasın.
Hele söz konusu Antalya ise, sakın!
Kamera kayıtlarını hepimiz izledik.
Mağaza sahibi kalabalığı gördükten sonra dükkanının kapatıp içeri girse zaten sorun ortadan kalkacak.
Ama yok. Bunu yapmaz, yapamaz.,
Çünkü o başka bir takıma mensup.
O’nun diğer takımın taraftarları ile içinde yaşadığı anlamsız bir ego çatışması var.
Kaşıyacak, sarkacak, saldıracak.
Bizim taraftar mı?
Sporun amaç değil, rahatlatan, eğlendiren, sağlık için gerekli olan bir araç olduğunu anlamayan bir güruh.
Kendisinden başka bir takıma yaşam hakkı tanımayan, yenilgiyi, rekabeti hazmedemeyen bir oluşum.
O mağazayı mutlaka sarkacak. Çünkü kendi takımından değil.
Ya camına vuracak, ya çatapat atacak ya da kapının önündeki adama dalacak…
Bu olayın böyle gelişeceğini her ikisi de biliyor.
Sonuç ortada!...
Her iki tarafta holiganlıklarının gereğini yaptılar.
Bu kent’e spor adına korku saldılar.
Bunlar yarın stadyumda olacak.
Birinin belinde suikast silahı ötekinin dilinde küfürler ve her patlamaya hazır şiddet!...
Niye gelelim maç’a çoluğumuzu çocuğumuzu alıp.
Hadi birisi bana bunun cevabını versin…